Bir konutun ayrı ayrı tüketicilere bir kaç kez satılması durumu!

Daha önce bir çok kez ev alırken dikkat edilecek hususlara ve konut mağduru tüketicilerin başına gelen tahlihsizliklere değindik. Bu seferde bir konutun ayrı ayrı tüketicilere bir kaç kez satılması sonucu oluşan konut mağduriyetlerinden bahsedeceğiz. Konuyla ilgili Avukat Kadir Kurtuluş şu şekilde açıklamalarda bulundu:

Bilindiği üzere ülkemizde inşaat sektörü oldukça hareketli ve piyasada hatrı sayılır konut arzı bulunmakta. 2015’e girerken yeni yılda konut arzında azalma beklenmekteydi ancak 2015 yılının ilk aylarında arzda korkulduğu kadar bir düşüş gözlemlenmedi. Bu hal özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde başta olmak üzere insanların halen konut ihtiyacı olduğunu veya yatırım amacıyla konut satın aldıklarını işaret etmektedir. Hal böyle olunca özellikle inşaat sektöründe yasa koyucu tarafından birtakım önemli düzenlemeler getirilmiş ve bu yasalar üzerinde titizlikle çalışılarak yürürlüğe sokulmuştur. Ancak tüketiciler yasalarla korunma altına alınmaya çalışılsa da, bazı kötü niyetli kişiler tarafından mağdur edilmekteler. Buna benzer yaşanan durumlardan bir tanesi de bir konutun birden fazla kişiye satılmasıdır. Türk Filmlerine bile konu olan bu durumla maalesef gerçek hayatta da karşılaşabiliyoruz. Bunun için aslında dikkat etmek gereken sadece birkaç nokta var. Bunlardan kısaca bahsetmek gerekir ise;

Daha önce birçok kez belirttiğim gibi taşınmazlara ilişkin devir işlemleri mutlaka resmi şekilde yapılmalıdır. Bu yükümlülüğü sıklıkla bahsetmemin nedeni ileride hak sahibinin herhangi bir hak kaybı yaşamasının önüne geçmek veya ileride oluşacak olası bir anlaşmazlıkta elinizin daha kuvvetli olmasının yanında ispat hususunda zorluk yaşamamanız. Gayrimenkulün aynına ilişkin sözleşmeler noterlerden resmi şekilde yapılmalıdır. Bu hüküm kanunumuzda emredici bir hüküm olup, resmi geçerlilik şartı olarak sayılmaktadır. Aksi takdirde sözleşmeniz geçersiz sayılabilecektir. Tapu devirlerinin ise mutlaka tapu müdürlüklerinde resmi bir şekilde yapılması gerekmekte. Yani müteahhit ile sadece kendi aranızda bir sözleşme yapıp taşınmaza ödenmesi gereken bedeli vermeyin. İşlemlerinizin resmi şekilde olmasına dikkat edin gerekirse bu hususta hukuki destek alın.

Gayrimenkullerle ilgili yapmış olduğunuz sözleşmeleri tapuda şerh etme imkanınız vardır. Konut satın aldığınız zaman noterden resmi şekilde satış vaadi sözleşmesi yaptıysanız bu sözleşmeyi Tapu Müdürlüklerinde şerh edin. Şerh işlemi sizin o yer üzerindeki hakkınızı koruma altına alacaktır. Böylece eğer müteahhit sizden sonra aynı yeri başkasına satmaya kalkarsa, o yer üzerinde sizin şerhiniz bulunacağı için hakkınızda herhangi bir kayıp yaşanmayacak veya öncelik hakkının sizde olduğunu ispatlamak çok daha kolay olacaktır. Nitekim bu yer üzerindeki bulunacak şerh, 3. Kişilerin iyi niyet iddiasında bulunamamalarına sebep olacaktır. Örneğin bir müteahhit düşünelim A kişisine evi resmi şekilde yapılan bir sözleşme ile satmış olsun. Bu sözleşmede tapu müdürlüğünde şerh edilmiş olsun. Daha sonra aynı müteahhit B kişisiyle de aynı yer için resmi şekilde sözleşme yapmış olsun. Bu durumda hukukumuz ilk sözleşmeyi yapan ve tapu müdürlüğünde hakkını şerh eden kişiyi koruma altına alacaktır. Çünkü 2. Sözleşmeyi yapan kişi eğer gerekli araştırmayı yapsa idi, bu yerle alakalı daha önce bir sözleşme yapıldığını bilebilecek durumdaydı. İşte yukarıda bahsetmiş olduğum iyi niyet iddiasında ortadan kaldıran nedende budur. Sadece Tapu Müdürlüğünde yapılacak ufak bir sorgulama tüm hukuki ve gerçek durumu gözler önüne serecektir.

Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus, satış veya sözleşme yaptığınız kişinin gerçekten o taşınmazda hak sahibi olduğu veya usulüne uygun vekaletname ile yetkilendirilmiş olup olmadığıdır. Taşınmaz maliki veya malik tarafından vekil tayin edilmemiş birisi ile yapmış olduğunuz sözleşmenin geçerli sayılması mümkün değildir. Özellikle bu gibi durumlarla çok sık karşılaşılmaktadır. Sonradan bu kişilere ödemiş olduğunuz paraların üstüne bir bardak soğuk su içebilirsiniz.

Birden fazla kişiye satılmış bir dairede kimin oturduğu değil kimin hukuka uygun ve resmi şekilde sözleşme yaparak taşınmazı edindiği önemlidir. Siz adi bir sözleşme yapmadan daireyi edinseniz ve o daire de oturmaya başlasanız bile, kanunun öngördüğü şekilde sözleşme yapan ve bu hakkını koruma altına alan kişi kim ise o kişinin hakkı korunacaktır. Mahkeme yoluyla açacağınız tapu tescil davasında Mahkeme tapu tescil talebinizi reddederek, sahte müteahhite ödemiş olduğunuz bedeli iade almanıza karar verecektir.

Yukarıda belirttiğim gibi aslında yapılması gereken şeyler oldukça basit. Herhangi bir taşınmaz alırken ödenecek olan bedelleri kimse kolay kazanmıyor. Bu nedenle tedbirsiz davranarak bu birikimlerinizin kolayca elinizden kuş olup uçmasına izin vermeyin. ‘’

Avukat Kadir Kurtuluş

Kaynak : Emlakkulisi.com