AYM’DEN KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA DAVALARINA İLİŞKİN ÖNEMLİ İPTAL KARARI

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 35. Maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı, kişiye, maliki olduğu şey üzerinde, hukuk düzeni içerisinde, dilediği gibi tasarrufta bulunma hakkı vermektedir. Mülkiyet hakkı sınırsız bir hak olarak düzenlenmemiş, bu hakkın kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlandırılabileceği öngörülmüştür.

Kamulaştırma kavramı ise Anayasanın 46. Maddesinde yer almakta olup, devlet ve kamu tüzel kişileri tarafından, özel mülkiyete konu taşınmazların tamamının veya bir kısmının karşılığı ödenmek suretiyle kamu hizmetlerine tahsis edilmesi, yani mülkiyet hakkının kamu yararına sınırlandırılması anlamına gelmektedir.

İmar Kanunu’na göre, kamu hizmetlerine tahsis edilmiş bu yerlerin kamulaştırılması ve tahsis amacına uygun işlem yapılması için idareye 5 yıllık süre verilmiştir. Buna göre belediyelerin; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlamaları ve beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmetlerine tahsis edilmiş olan yerlerin bu program süresi içinde kamulaştırılmaları gerekmektedir.

Ancak idarenin bu süre içinde kamulaştırma işlemini yapmaması veya imar planında değişiklik yapılmaması halinde, taşınmazı imar planında park, yol, yeşil alan, eğitim tesisi, dini tesis, sağlık tesisi, karakol vs görünen kişi, taşınmazı üzerinde dilediği gibi tasarruf edememekte, böylece mülkiyet hakkı ihlal edilmektedir.

Kamulaştırma Kanunu’na göre, taşınmazına el atılan ve 5 yıl içinde kamulaştırma işlemi yapılmayan malikler, yasanın aradığı şartları yerine getirerek idare aleyhine tazminat ve el atmanın önlenmesi istemiyle dava açabilmekte idiler.

Ancak yasa koyucu, idareye zaman kazandırmak için 20.08.2016 tarih ve 6745 sayılı Kanun ile 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda bir takım değişiklikler yapmış, Kanun’a eklenen Ek 1. Madde ile İmar Kanunu’nda öngörülen 5 yıllık sürenin uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren başlayacağı  ve Geçici 11. Maddesi ile Ek 1. Madde kapsamında kalan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında söz konusu 5 yıllık sürenin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren (yani 07.09.2016’dan itibaren) başlayacağı düzenlenmişti.

Bu beş yıllık sürenin dolmasına ilişkin getirilen düzenleme, imar yoluyla el atma işlemlerine karşı dava açılabilmesi için bir ön koşul olarak düzenlenmişti. Yani, getirilen bu değişikliklerle idareye 5 yıl daha süre verilmiş, kazanılmış hak, geriye etkili yasal düzenleme olamayacağı ilkesi, belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri ihlal edilerek kamulaştırma davaları 5 yıl süre ile askıya alınmıştı. Bu yüzden 07.09.2021’den önce açılan/açılacak davaların reddedilmesi ve/veya yeni düzenlemelere göre karar verilmesi gerekiyordu.

Düzenlemenin Anayasa aykırı olduğu gerekçesiyle Ankara 2. İdare Mahkemesi ve Adana 3. İdare Mahkemesi tarafından somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılmıştır. Başvuruları birleştirerek esastan incelenmesine karar veren Anayasa Mahkemesi ise, mülkiyet hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle düzenlemeyi iptal etti. Karar, 25.05.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı.

Anayasa Mahkemesi’nin Karara ilişkin 25.05.2018 tarihli basın duyurusunda; “İtiraz konusu kuralda, imar uygulamasıyla getirilen kısıtlılık yönünden öngörülen beş yıllık sürenin maddenin yürürlük tarihinden itibaren yeniden başlaması hüküm altına alınmıştır. Başka bir ifadeyle mülkiyet hakkından dilediği gibi tasarruf edebilmesi ve yararlanabilmesi kısıtlanan malikin kamulaştırma bedeline kavuşabilmesi veya söz konusu kısıtlılık hâlinin kaldırılarak mülkiyet hakkından yararlanabilmesi için geçmesi gereken beş yıllık sürenin yeniden başlaması söz konusu olmaktadır. Kanun koyucu bu süre nedeniyle malikin uğradığı zararları telafi etmeye veya gidermeye yönelik herhangi bir düzenleme ise getirmemiştir. Üstelik bu kısıtlılık nedeniyle açılacak davalarda taşınmazı kullanamamaktan doğan zararların tazminine yönelik bir düzenleme mevcut olmadığı gibi itiraz konusu kural, yürürlük tarihinden önceki kısıtlılık sürelerinin de dikkate alınmamasına yol açmaktadır. Bu durum ise malike aşırı bir külfet yüklemekte ve kamu yararı ile malikin mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi malik aleyhine bozmaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu kuralla mülkiyet hakkına yapılan müdahale orantılı değildir.” denilerek, açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırı bulunan itiraz konusu kuralın birinci fıkrasının ve bu fıkranın iptali nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan ikinci fıkrasının iptaline karar verildiği duyurulmuştur.

Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla birlikte, taşınmazına el atılan ve 5 yıl içinde kamulaştırma işlemi yapılmayan malikler, 2021 yılını beklemeye gerek kalmaksızın, diğer dava şartlarının da bulunması halinde idare aleyhine dava açabileceklerdir.

Yazar: Avukat Kadir KURTULUŞ – Avukat Figen ŞİMŞEK