İnternette Delil Toplama
Delil nedir?
Hukuk usulünde İspat, bir iddianın ya da savunmanın gerçekten var olup olmadığının anlaşılması için iddia ya da savunmanın dayandığı vakıalar hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemidir. İspat için başvurulan vasıtalara ise delil denmektedir.
İspat ve deliller, 6100 sayılı HMK dördüncü kısım madde 187’den itibaren düzenlenmiştir.
Madde 187: İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir.
Görüldüğü üzere mahkeme önünde iddia ya da savunmamızı ispatlamak için delil gösterilmesi gerekmektedir. Hukukta deliller çeşitli sınıflandırmalara ayrılsa da en önemli sınıflandırma, delillerin kesin delil ve takdiri delil sınıflandırılmasıdır. Kesin delil; senet, kesin hüküm ve yemin olmak üzere 3 adettir. Kesin delil hakimi bağlayan ve vakıanın kesin olarak ispat edilmesine yarayan delillerdir. Takdiri delil ise bilirkişi incelemesi, tanık, keşif gibi delillerdir ve hakim hüküm vermede bunlarla bağlı olmayıp bu delilleri hukuki çerçevede gerekçelendirmek suretiyle serbestçe değerlendirebilir.
Hukuki delil kavramı
Yukarıda da kısaca belirtildiği gibi, deliller kesin ve takdiri deliller olarak ikiye ayrılmaktadır. Kesin delilleri kısaca açıklayacak olursak:
Senet; HMK 199. maddesine göre Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir denmektedir. Yine 200. maddesinde Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. denilerek bazı vakıaların mutlaka senetle yani kesin delille ispat edilmesi şart koşulmuştur.
Yemin: yemin HMK 225 maddesinde, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar olarak tanımlanmış olup, Bir kimsenin bir hususu bilmesinin onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılacağı düzenlenmiştir.
Kesin hüküm: kesin hüküm HMK 303 maddesinde düzenlenmiş olup, “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” denilerek aynı taraflar arasında daha önceden aynı sebepten bir dava görülmüş ve sonuca bağlanmış ise artık bu konuda aynı taraflarca dava yoluna gidilemeyeceği, ilk davada verilen hükmün kesin hüküm niteliği taşıdığı düzenlenmiştir.
İnternet ortamında delil toplama yöntemleri:
Yukarıda bahsettiğimiz üzere, bir davada bir vakıanın ispat edilmesi için bu ispata ilişkin delil sunulması gerekmektedir. Gerçek dünyada bir vakıanın kesin delillerinin çok büyük bir kısmını HMK da tanımlandığı şekilde belgeler oluşturmaktadır. İnternet ortamında delil toplama ise gerçek dünyada olduğundan biraz daha karmaşık olacaktır zira internetin her an değişen dinamik yapısı, kalıcı bir delil bulundurma imkanını ortadan kaldırmaktadır. İnternet ortamında yer alan ve hukuki anlamda bir hak ihlaline konu olacak yahut cezai anlamda bir suç teşkil edecek içerikler, bu içeriği oluşturanlar tarafından her zaman silinebileceğinden dava ya da şikayet konusu yapılmadan önce mutlaka kaydedilmelidir.
Ancak günümüzde, her daim özellikle dijital belgeler üzerinde kolaylıkla oynanabilme (photoshop vs) imkanı sebebi ile salt bir internet sayfasının kaydedilmiş olmasının içeriğin gerçekliği ve doğruluğunu ispat etmede yeterli olmayacağı da bir gerçektir.
Bu nedenle internet ortamında bir delili kaydedildiğinde, yasal merciler önünde kesin delil niteliğinde güvenilir bir kayıt oluşturulması için zaman damgalama yapılması gerekmektedir.
5070 sayılı Elektronik İmza kanunu 3. Maddesinde Zaman damgası; “Bir elektronik verinin, üretildiği, değiştirildiği, gönderildiği, alındığı ve / veya kaydedildiği zamanın tespit edilmesi amacıyla, elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından elektronik imzayla doğrulanan kaydı” olarak tanımlanmıştır.
Aynı kanunun 295/A- maddesinde, “Usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler senet hükmündedir. Bu veriler aksi ispat edilinceye kadar kesin delil sayılırlar.” Denmiştir.
Zaman damgalama işlemi, Kamu sertifikasyon merkezi tarafından gerçekleştirilmekte olup, bu merkez Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE) bünyesinde 2005 yılında 5070 sayılı kanuna göre kurulmuştur.
Sonuç olarak elektronik ortamda ihlale neden olan herhangi bir içerik hakkında yargı mercilerine başvurmadan önce silinme ihtimaline karşı kaydedilmeli ve zaman damgalanmalıdır. Bu halde kesin delil hükmünde sunulan bu delile ispat yükü karşı tarafa geçecek ve karşı taraf işbu belgenin geçerli olmadığını ispat etmek zorunda olacaktır.
Av. Meltem AKKAYA