GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA ( EMNİYETİ SUİSTİMAL ) SUÇUNUN İNCELENMESİ
5237 Sayılı TCK Madde 155 – (1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
Bu madde ile korunan menfaat, mülkiyet hakkı ve kişiler arasında var olan güven duygusudur.
SUÇUN UNSURLARI
FAİL: Güveni kötüye kullanma suçunun faili suç konusu malın teslim edildiği kimsedir. Bu teslim bir satış ya da rehin değil aksine zilyetliğin yani fiili hakimiyetin her hangi bir sebep ( ödünç, tamir, emanet vs. ) ile teslim edilmesidir.
MAĞDUR: Bu suçun mağduru suç nedeniyle güveni sarsılan kimsedir. Malın sahibidir.
SUÇUN MADDİ KONUSU: Güveni kötüye kullanma suçunun maddi konusunu taşınır veya taşınmaz mallar oluşturur.
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği faile devredilmiş bir mal söz konusu olmalıdır.
HAREKET: Bu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Kanunda yazılı olan hareketlerin bir ya da birkaçının işlenmesi ile oluşur. Bu hareketler:
– Mal üzerine devir amacı dışında TASARRUFTA BULUNMAK,
– Devir olgusunu İNKÂR ETMEK ( Mal kendisininmiş gibi davranmak ).
Bu gibi durumlara örnek vermek gerekirse, Okumak için verilen kitabın satılması, kişiye emanet verilen kitabın fail tarafından sahiplenilmesi, failin kitabın kendisine ait olduğunu söylemesi, Kargoya verilen bir bavulun kargo personeli tarafından sahiplenilmesi durumlarında güveni kötüye kullanma suçu oluşur.
Bununla birlikte, havaalanında kendisine taşınmak için verilen bavulun hamal tarafından kaçırılması HIRSIZLIK suçunu oluşturur. Zira hamal zilyet olmayıp, mal üzerinde fiili hakimiyeti bulunmamaktadır.
SUÇUN NİTELİKLİ HALLERİ
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Dolayısıyla Tamircinin ya da kargo sahibinin bu suçu işlemesi nitelikli haldir.
MANEVİ UNSUR
Bu suç, kasten işlenebilen bir suç tipi olup, taksirle işlenemez. Bu suçta failin kastı malın zilyetliği kendisine geçtikten sonra ortaya çıkar. ( Devir olgusunu inkâr veya mal hakkında tasarrufta bulunmak şeklinde )
HUKUKA AYKIRILIK UNSURU
Hakkın kullanılması bir hukuka uygunluk nedenidir. Örneğin bir mal üzerinde rehin hakkı olan bir kimsenin alacağı ödeninceye kadar borçlunun malını elinde tutması ve nihayet bu malı satması bir hakkında kullanılması niteliği taşır ve suç teşkil etmez. Yine mağdurun rızası var ise bu da bir hukuka uygunluk nedenidir.
SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ
Teşebbüs: Bu suça teşebbüs mümkündür. Örneğin, kütüphaneden ödünç aldığı kitabı sahafta satarken yakalanan failin durumu teşebbüstür.
İştirak: Bu suçta iştirak söz konusu olabilir.
Failin olmadığını bildiği halde malı bu kimseden satın alan kimse suç eşyasını satın alma suçunu işlemiş olur. Örn. kitapçıdan başkasına ait olduğunu bildiği bir kitabı alan kimse suç eşyasını satın almaktan sorumlu olur.
Bu suçun temel şeklinin takibi şikayete bağlıdır.
GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER:
- Failin, zilyetliği kendisine devredilen mal üzerinde hapis hakkı doğmuş ise bu hakkın kullanılması TCK m. 26/1 gereği hukuka uygunluk sebebi oluşturur.
- Yargıtay, kararlarında sadece iadede gecikme güveni kötüye kullanma sayılamazsa da, bu gecikmenin temellük iradesinden ileri geldiğinin anlaşıldığı durumlarda güveni kötüye kullanmanın söz konusu olduğunun kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
- Tüzel kişilerin, genel ahlaka, kamu düzenine aykırı bir faaliyeti mümkün değildir, çünkü bu tür bir faaliyette bulunmayı amaçlayan tüzel kişi, kanundan ötürü kişilik kazanması mümkün değildir. Suç ve ceza koyan kurallar kamu düzenini kuran vazgeçilmez temel kuralıdırlar. Böyle olunca, zaten tüzel kişi, suç işleyemez. Suç ancak tüzel kişinin organı olan kişiler tarafından işlenebilir. Kuşkusuz bunlar, diğer kişilerden farksız olarak suçun failidirler.
- Devredilen malın sadece feri zilyetliği olmalıdır. Malın teslimi geçici olarak yapılmalıdır. Eğer malın mülkiyeti devredilmişse suç oluşmayacaktır. Örneğin, belli bir hizmeti yapma yükümünü almış olan hizmetçinin avans ücretini alıp buna karşılık hizmetini yerine getirmemesi halinde güveni kötüye kullanma suçu işlenmiş olmaz. Çünkü hizmetçinin ücreti olan para verilirken bunun mülkiyeti devredilmiştir. Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda ise borcu tamamı ödeninceye kadar mülkiyet hakkı alıcıya geçmeyeceğinden, alıcının bu malı bir başkasına satması halinde güveni kötüye kullanma suçu oluşur.