Avukat Kadir Kurtuluş: Tapu tahsis belgeleri için hemen başvuru yapın!
Gayrimenkul Hukuku Uzmanı Avukat Kadir Kurtuluş tapu tahsis belgeleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Avukat Kurtuluş; vatandaşlara da hemen tapu tahsis belgeleri için başvuru yapmalarını önerdi…
‘’Özellikle kentsel dönüşüm yasası olarak bilinen 6306 sayılı yasa ile fazlasıyla gündeme gelen bir belge olan tapu tahsis belgesi aslında bir mülkiyet hakkı olmayıp imar ve gecekondu mevzuatı çerçevesinde belediye, hazine gibi idarelerin sahip oldukları taşınmazlar üzerinde 2981 sayılı yasa ile kişilere hak sahipliği tanıyan bir şahsi haktır. Bu belgenin çıkarılmasındaki en büyük ihtiyaç ise 2981 sayılı yasa ile herhangi bir taşınmazı olmayan, ekonomik olarak durumları kötü olan kişilere ait 10.11.1985 yılı öncesine ait yapılarının yasal hale getirilerek bir defaya mahsus olmak üzere kullandıkları meskene ait mülkiyet sahibi olmasını yani “konut” sahibi olmalarını sağlamak olmuştur. Aslında yasanın özü çok önemli olup Anayasa ile de güvence altına alınan mülkiyet hakkına geçişi ifade eder. Bu da sosyal bir devlet olmanın en önemli ilkelerindedir.
Yukarıda yer verdiğim yasaya göre, yasa her yapı için tapu tahsis belgesi verilmesini uygun görmemiştir. Nitekim askeri bölge, turizm bölgesi, karayolları kamulaştırma sınırı, TCDD mülkiyeti sınırı içinde, içme suyu havzalarında olan yapılara tapu tahsis belgesi verilemeyeceği açıkça düzenlenmiştir. Bir diğer önemli husus da hak sahibi olan kişilerin gecekondularının kapladığı alan fazla olabilmektedir. Bu durum, kanunun amacına aykırı olarak vatandaşların bir konut sahibi olmalarını değil, bina sahibi olmaları sonucunu doğuracaktır ki bu da belirttiğim gibi kanuna aykırıdır. Bunun için de yasa ile arsa tahsis edilecek kişilere 400 m2 den fazla arazi için tahsis işlemi yapılmayacağı düzenlemesi getirilmiştir. Yani kişinin gecekondusu 650 m2 yer kaplasa da maksimum 400 m2 yer verileceğini göstermektedir. Yasa koyucu kanunun amacına uygun olarak bu konuya bir düzenleme getirmiştir.
Tapu tahsis belgesinin mülkiyete nasıl dönüştürüleceği, uygulamanın nasıl yapıldığı, her tapu tahsis belgesinin geçerli olup olmadığı, bu belgelerin bir süresinin olup olmadığı ise birçok tapu tahsis belgesi sahibi tarafından bilinmemekte ve bu durum da mağduriyetlere yol açabilmektedir. Bu konu ile gündemi de fazlasıyla meşgul eden 6306 sayılı yasa önem arz etmektedir. Çünkü bu yasanın geçici maddesi ile Mayıs 2015 sonu itibari ile 775 sayılı Gecekondu Mevzuatına göre başvuruların iki yıl içerisinde tamamlanmış olmasını öngörmüştür. Yani bu tarih Mayıs 2015 sonunu işaret etmektedir. Bu sebeple elinde tapu tahsis belgesi olan vatandaşlar vakit kaybetmeden tapu maliki olan ilgili idare hangisi ise yani belediye ise belediyeye, hazine ise hazineye başvurarak ilgili idarece belirlenecek bedelden çıkacak ihaleye bizzat veya vekili ile girerek tapularını almaları gerekmektedir. Aksi taktirde tapusuz yerlere sahip vatandaşlar için tanınan yasanın getirdiği haklar zayi olacak ve ilgili idari birimler o vatandaşların tahliyesini isteyebileceklerdir. Tabi bunun için belirttiğim gibi belirlenecek taşınmaz bedelinin ödenmesi şarttır, bu bedel esasında gecekondunun bulunduğu arsanın bedelidir, bu bedel ödenmez ise tapu tahsis belgesini mülkiyet hakkını gösterir tapu senedine dönüştürmek mümkün olmayacaktır. Devlet bunun için de vatandaşa bir kolaylık getirmiş ve 2981 yasa uyarınca arsa bedelinin ilgili kuruluşa peşin veya en geç 4 yıl içinde on iki eşit taksitle olacak şekilde ödenebilmesini de düzenlemiştir. Bazı durumlarda ise tapu tahsis belgesi verilmişse de iptali söz konusu olabiliyor. Örneğin, bu belge sahibinin bir başka taşınmazı oluyor veya o taşınmazda ıslah ve imar çalışmasının yapılması mümkün hale gelmiyorsa, tapu tahsis belgesi iptal edilebiliyor. Buna göre kanunun aradığı şartlara uymayan tapu tahsis belgesine dayanarak da herhangi bir hak iddia edilmesi ortadan kalmış oluyor.
Nitekim özet bir şekilde açıklamaya çalıştığım üzere vatandaşlara tavsiyem vakit kaybetmeden ellerinde bulunan tapu tahsis belgelerine ait şahsi haklarını mülkiyet hakkına dönüştürmek üzere başvuru yapmaları olacaktır. Aksi düşünüldüğünde birçok vatandaşın hak kaybı söz konusu olacak ve konut hakları ortadan kalmış olacaktır.’’
Avukat Kadir Kurtuluş
Kaynak : EmlakKulisi