6728 SAYILI ÇEK YASASI İLE ÇEK KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
31/1/2012 tarihinde kabul edilen 6273 sayılı kanun ile 5941 sayılı Çek Kanunu’nda düzenlenen karşılıksız çek keşide etme suçu kaldırılmış, karşılıksız çek keşide etmek için idari bir yaptırım olan çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı yaptırımının uygulanması sağlanmıştır. Bu değişikliğin gerekçesi ceza hukukunun “ekonomik suça ekonomik ceza ilkesi” olarak gösterilmiştir. Bu yasada ekonomik suça idari bir yaptırım uygulanması amaçlandığı vurgulanmıştır. Yasaya göre karşılıksız çek keşide eden kişinin şikayet edilmesi halinde hakkında çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağı Cumhuriyet Savcısı tarafından uygulanacak ve çek bedeli ödenmediği takdirde 10 yıl boyunca bu yasak varlığını koruyacaktı. Böylece karşılıksız çek keşide etmek suç olmaktan çıkartılmış ve idari yaptırımın konusu haline gelmişti.
Karşılıksız çek keşide etme suçu bir başka düzenleme ile tekrar hayatımıza dahil olmaktadır. Bu bakımdan çek ile ilgili yapılan düzenlemeler ve TBMM de kabul edilen 6273 sayılı yasanın ne gibi değişiklikler getirdiği ve bu değişikliklerin doğuracağı sonuçlar üzerinde durmakta fayda vardır.
09.08.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kanunun 61-66. maddeleri ile Çek Kanunu’nda değişiklikler yapılmıştır. Kanun çerçevesinde 61, 63, 64, 65 ve 66. maddeler kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 62. madde 31.12.2017 tarihinde yürürlüğe girecektir.
6728 Sayılı Yasa İle Çek Kanununda yapılan Değişiklikler
6728 sayılı yasası ile, 5491 sayılı çek kanunu ve Türk Ticaret Kanun’un çeke ilişkin bazı hükümlerinde değişiklikler yapılmıştır.
Bu değişikliklere kısaca değinmek gerekirse;
5491 SAYILI ESKİ KANUN | 6728 SAYILI YENİ KANUN |
Karşılıksız çek keşide etme eylemi savcılıklarca bir suç soruşturmasına konu edilip, iddianame düzenlenmek suretiyle mahkemelerin önüne gitmekteydi.
|
Karşılıksız çek keşide etme eyleminin öğrenilmesi üzerine alacaklının icra mahkemesine şikayetiyle suçla ilgili kovuşturma başlayacaktır. Burada alacaklı iddia tarafında olduğu için şahsi davaya benzeyen bir davadan bahsetmek mümkündür. |
Çek hesabı açtırmak isyenler için adli sicil kaydı getirme zorunluluğu yoktu. | Çek hesabı açtırmak isteyen kişilerden adli sicil kaydı ve Türkiye Bankalar Birliği risk merkezi kayıtlarını alması zorunlu hale getirilmiştir |
Eski kanun metninde yoktu. | Hakkında çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağı olan gerçek veya tüzel kişinin yönetim organında görev yaptığı veya ticaret siciline tescil edilen yetkilisi olduğu tüzel kişilere de çek defterinin verilmemesi öngörülmüştür. |
Eski kanun metninde zorunlu değildi. | Çek üzerinde T.C kimlik numarası veya Mersis numarasının yazılması zorunlu hale getirilmiş, böylece çekin kim tarafından düzenlendiğinin net olarak tespit edilmesi sağlanmıştır. |
Yaptırımı hapis cezası, adlipara cezası idi. | Karşılıksız çek keşide etmek fiilinin yaptırımı adli para cezası olarak düzenlenmiştir. Bu para cezası çek bedeli ve hesaplanacak faiz ile takip ve yargılama giderlerinden az olmayacaktır. Yine bu maddeye göre yargılama sürerken mahkeme çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağı kararı alabilecektir. Ayrıca adli para cezalarının infazı ancak nakden mümkün olacak ödenmemesi halinde kamuya yararlı işte çalışma kararı verilemeyecek doğrudan hapis cezasına çevrilecektir. |
Ceza Muhakemeleri Kanunu Uygulanmakta idi. | İcra İflas Kanun’un 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulü uygulanacaktır. |
Şikayet süresi 6 ay iken | çek hakkında karşılıksız işlemi yapıldıktan sonra icra mahkemesine yapılacak şikâyetin üç ay ve herhalde 1 yıl içerisinde yapılması gerekmektedir. |
şikayete tabi bir suç müştekisinin duruşmayı takip etmemesi davanın düşmesine neden olmamaktayken | karşılıksız çek keşide etme eyleminden dolayı yapılacak duruşmayı alacaklının yada vekilinin takip etmemesi halinde alacaklının şikayet hakkını kaybedeceği ve davanın düzenlenmiştir. |
suçun işlendiği yer mahkemesi yetkili iken, | çek hesabının açıldığı yer yada şikayetçinin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. |
4591 sayılı çek kanunun 5. maddesinin 10. fıkrasına göre suç nedeniyle ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmakta idi. |
Yeni kanunda buna ilişkin hükümler uygulanmayacak. |
Kanun gereğince, şikayetçinin vazgeçmesi ya da kanunda öngörülen miktarlar ödendiğinde çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kendiliğinden kalkacaktır. Mahkûmiyet halinde cezanın infaz edilmesinden 3 yıl sonra ve her halde 10 yıl içinde yasağın kaldırılması talep edilebilmektedir.
Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına ilişkin bilgiler, güvenli elektronik imza ile imzalandıktan sonra, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla MERSİS ile Risk Merkezine elektronik ortamda bildirilir. Hakkında çek hesabı açma yasağı kararı verilen kişiler, Risk Merkezi tarafından bankalara bildirilir. Bu bildirimler ile bankalara yapılacak duyurulara ilişkin esas ve usuller, Adalet Bakanlığının uygun görüşü alınarak Risk Merkezi tarafından belirlenir.”
“(9) Karşılıksız kalan bir çekle ilgili olarak yapılan yargılama neticesinde mahkeme tarafından beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın düşmesi veya davanın reddine karar verilmesi hâlinde, aynı kararda, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına ilişkin kararların kesinleşmesi üzerine, bu kararlar, MERSİS ile Risk Merkezine sekizinci fıkradaki usullere göre bildirilir
Ayrıca, Türk Ticaret Kanunun çekin unsurlarını düzenleyen 780. Maddesinde değişiklik yapılarak; karekod ve banka seri numarası da çekin unsurları arasında sayılmıştır.
Karekod okutma ve bilgi paylaşımı sistemi hamillerin veri girişiyle çalışacaktır. Sistemin teknik yapısı net olmamakla beraber, akıllı telefonlar ve internet vasıtasıyla sisteme kaydı yapılan çeklerin bilgi paylaşımına sunulması sağlanacaktır. Sistemin sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için hamilin elinde bulunan çeki bu sisteme kayıt etmesi gerekmektedir. Böylece alacaklı, çek sahibinin; piyasada kaç çekinin bulunduğunu, bunların tutarlarını öğrenmesi mümkün olacaktır. Yine bununla birlikte alacaklı karekod ile çek sahibinin; çek hesabı bulunan toplam banka sayısı, bankalara ibraz edilmemiş çek adedi ve tutarı, bankalara teslim edilen çek adedi ve tutarı, son beş yıl içinde ibrazında ödenen çeklerin adedi ve tutarı, ibraz edilen ilk çekin ibraz tarihi, son çekin ibraz tarihi, son beş yılda karşılıksızdır işlemi gören çekler ve tutarları, çek yasağı kararı gibi bilgilerine erişebilecektir.
Yine yasayla Yabancı ülkelerde düzenlenen çekler için karekod ve seri numarasının olması zorunlu bir unsur olarak kabul edilmemiştir.
Kısacası, karşılıksız çek suçundan dolayı açılacak olan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347. maddesi uygulanır ve dolayısıyla çek hakkında karşılıksız işlem yapıldıktan sonra icra mahkemesine yapılacak şikayetin fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılması gerekmektedir.
Son olarak değinmek gerekir ise yeni yasanın yürülük tarihi olan 09.08.2016 tarihinden itibaren İcra Mahkemelerine başvuru yapılıp yapılamayacağı hususu tartışmalıdır. 31.12.2017 tarihinde yürülüğe girecek olan 62. Madde aslında suçun görev yerini belirlemekte ve suça ilişkin şikayetin İcra Mahkemelerinde görüleceği hükmü yer almaktadır. Ancak bu tarihe kadar yapılacak olan şikayetlerin diğer maddeler gereğince İcra Mahkemesine mi yoksa Savcılığa mı yağılacağı hususunda kafa karıştırmaktadır. Bu güne kadar İcra Mahkemelerine yapılmış olan şikayetlerin çoğu daha sonuçlanmamış bazı mahkemeler ise 31.12.2017 tarihi itibari ile görevli hale gelecekleri gerekçesi ile görevsizlik kararları vermektedirler. Buna ilişkin bir Yarıtay kararı mevcut olup aşağıda yer alan gerekçeler nedeni ile Yerel Mahkemece verilen görevsizlik kararı Yargıtayca bozulmuştur.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. CEZA DAİRESİ
Esas No 2016/92
Karar No 2016/99
Konya 2. İcra Ceza Ceza Mahkemesince verilen hükme karşı müşteki vekili tarafından 01/11/2016 tarihinde istinaf kamın yoluna başvurulmakla, dosya incelenip görüşüldü;
Şikayetçi vekilinin sanıkların temsilcisi olduğu şirkete ait 06.09.2016 tarihli 25.000,00 TL bedelli çekin ibrazı tarihinde bankada karşılığının bulundurulmaması üzerine karşılıksız çek keşide etme suçundan sanıklar hakkında 17/10/2016 tarihli şikayeti üzerine 6728 sayılı kanununun 62. maddesi ile değişik 5941 sayılı kanunun 3 maddesinin 6. fıkrasının aynı kanunun 76 maddesi ile yürürlüğünün 31/12/2017 tarihi olduğu gerekçesiyle müşteki vekilinin şikayet dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmişse de;
Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 09/08/2016 gün ve 29796 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6728 sayılı kanunun 63. maddesi ile değişik 5941 sayılı Kanunun “Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” başlıklı 5/1 madde fıkrasında; “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak,bin bçşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve gideri toplamından az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Yargılama sırasında da resen mahkeme tarafından koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır. Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli vc 2004 sayılı İcra ve iflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükınü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve icra ve İflas Kanununun 347, 349. 350. 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. 13u davalar çekin tahsil için bankaya ibrae edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.” hükmü öngörülmüştür.
31.12.2017 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6728 sayılı Kanıın’un 62. maddesi ile “Cumhuriyet Başsavcılığına talepte” ibaresi “icra mahkemesine şikayette” şeklinde yapılan değişiklikten önceki 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3/6 madde fıkrasında düzenlenen; “Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmî ödeme hâlinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi, Cumhuriyet Başsavcılığına talepte bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi hâlinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.” hükmü, kanun maddesinin önceki fıkraları da dikkate alındığında çekle ilgili karşılıksız işlemi yapılmasıyla ilgili olup, karşılıksız olduğu tespit edilen çekle ilgili icra mahkemesine şikayette bulunulması üzerine, suç ve şikayet tarihlerinde yürürlükte bulunan 6728 sayılı kanunun 63. maddesi ile değişik 5941 sayılı 5. maddesi uyarınca yargılama yapılarak davanın sonuçlandırılması gerekirken, şikayet tarihi itibariyle icra mahkemelerinin görevli olmadığından bahisle, evrak üzerinden şikayet dilekçesinin reddine karar verilerek CMK’nın 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılması,
Hukuka aykırı, şikayetçi vekilinin istinaf istemi bıı nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün 5271 sayılı CMK 280/1-b vc 289. maddeleri uyarınca BOZULMASINA; Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 22/11/2016 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.